6 Eylül 2013 Cuma

JAZZ'IN LEZZETİ


Gecenin karanlığına en çok hüznü yakıştırırım. Tüm seslerin yavaşça ortadan kaybolduğu anda kendi iç sesimi bu sessizlikte duyarım.

İşte o gecelerden birinde benim tüm hücrelerime işleyen, içimi dağlayan, huzuru ve hüznü bir arada yaşatan, coşkulandıran,
tüm gizemlerimi ortaya çıkaran, ''al başını git'' dedirten, yıldızlara kaydıran, suyun üzerinde raks ettiren... O büyülü ses ''Nina Simone'' ansızın giriverdi ruhumdan içeriye.

''Ne me Quitte Pas'ı''söylüyor. Tanrım bu nasıl bir ses ! Diğerleri şarkıcı ise bu ne? Bu, şarkıcı ise diğerleri ne? Bir insan duyduğu yaşadığı hissleri bu kadar güzel mi ifade eder? Yaşar ve yaşatır?

Nina Simone, benim beynimdeki müzik lezzetlerimden sadece biri.

Hepimizin aklına ''lezzet'' denilince sözlük anlamı gelir. Damak tadımızla beynimize ulaşan hazzı biliriz. Oysa ki bir de beynimizde yaşadığımız lezzetler vardır.


Okuduğumuz bir kitap, seyrettiğimiz ya da karşılaştığımız bir manzara, gördüğümüz bir tablo veya fotoğraf, dinlediğimiz bir müzik, paylaşmış olduğumuz sohbet gibi.


 Lezzeti sadece ilk anlamında değil, alt anlamlarıyla birlikte değerlendirerek, beynimin tattığı, bir çok lezzetti sizlerle paylaşabilmektir niyetim.


Lezzet'le kalın..



Sevgilerimle,

Nurcan EKİZ
Eylül'13

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder