20 Ağustos 2013 Salı

HOŞ GELDİN SONRADAN GURME NURCAN !




Kimdir Bu Sonradan Gurme ?

Yazılarımda gizli herşey !

Hoşgeldiniz....

Sevgilerimle.

14 yorum:

  1. İlk duyduğumda, klasik her insanımızın genlerine doğuştan serpiştirilmiş :-) " biraz sosyolojik analiz,azıcık politik sentez,birazda ekonomist ruhu " ile "ne var canım, ben de yaparım..."ı hatta hatta "ben yaptım ve oldu"yu beklerken gördüklerim karşısında şaşırdığımı ve heyecanlandığımı itiraf etmeliyim. Kentin devasa, betonarme "blog"larının arasında, kaotik kent yaşamından sıkılanların,ofis ile ev arasına sıkışanların, farklı, dingin ama illede ruhsal tatmin noktasında beklentilerine pik yaptırmak gayesi ile yola çıkılmış alternatif arayışlarına indeks teşkil edecek kılavuz kaptana şimdiden rastgele diyorum. Hoş olmuş.. Hoş gelmiş. Doğrusu hoş ta buldum....

    YanıtlaSil
  2. Sonradan Gurmeler hayli çoğalmış. Nurcan hanımda bunlardan biri galiba. Karabatak cafe nin en büyük eksiğini yazmamışsınız nurcan hanım.servis berbat. bu arada eğer bu sonradan gurme işini ciddi ciddi devam ettirecekseniz murat beyden destek alın derim. maşallah sizin sayfanızdan çok daha dikkat çekici yorumu.:))

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Dilek Aksoy, öncelikle blogumu okumanız ve katkı sağlayacak yorum yapmanızdan dolayı çok teşekkür ederim.

    Evet, ben de sonradan gurmelerden biriyim.

    Tüm takipçilerimin, büyük bir heyecan ve büyük bir iştahla kaleme aldığım bu blogumda, beni yalnız bırakmayacağına inanıyorum.

    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  4. Bir blog yazarı olarak canlı,heyecanlı ve renkli blogların artmasından çok keyif alıyorum. Bloğun ismine de bayıldım:) Daha önce hiç gitmediğim bir mekanı anlatmışsınız. Yeni mekanlar ve yeni tatları okumak için bekliyorum...

    YanıtlaSil
  5. Konsept, anlatım, renkler bir harika. Bu canlılığı yazılarınızda da görmek için sabırsızlıkla bekliyoruz:) Sonradan Gurme'ye sevgilerle:)

    YanıtlaSil
  6. Buraya ilk gittiğim günü hatırlıyorum :) sabah geldik insanlar o saatte kimseyi beklemedikleri için hayretler içerisinde yüzümüze baktı sayın garson ve uzun bir zaman geçti bir şey ister misiniz demek zorunda kaldı, biz de bir tost 2 çay istedik normal bir istek gibi gelmişti bize. Daha sonra anladık normal bir istek olmadığını saat 9:00 da mesai var 8:30 istenen tost 9:15 hala yok... Dayanamadım sordum tostun bugün gelme ihtimali var mı diye cevap makine ısınıyor :( sinirle kalsın dedim ama pişmek üzere hemen geliyor geldi de ama ne heves kaldı ne de zevk. Görüntü iyi garsonlar güzel ama sabah hizmet kötü bilesiniz Karabatak'ta.

    YanıtlaSil
  7. Dilek Aksoy hanıma teşekkür ederim. Etkilemek değil etkilenmek adına buradayım. Ben blog sahibinin de izni olursa eğer konuyu Karabatak'tan çıkartıp farklı bir perspektife taşımayı öneririm. Uzun zamandır düşünürüm Kral 16.Louis bir gurme olarak alınabilir mi? Fransa'nın çalkantılı, bolca kan ve barut kokan tarihinde, yaşadığı dönem itibarı ile gerek uygulamaları, gerekse mukadderat sebebi ile pek bir bahtsız olan merhum:) kral 16.Louis gurmelerin atası olarak tarihe kaydedilebilir mi? Aslında 18.yy da adı konulmamış olsa dahi gerek Avrupa soylularının ve kralların mutfaklarında, gerek Osmanlı sarayları mutfaklarında etkin olarak kullanılan gurmeler, bugün mesleki anlamda neredeler? Dünyanın farklı ülkelerinde derin ve kıvrak zeka gerektiren bu güzide mesleğin zirvelerine ulaşmış Türk gurmelerinin artı değer olarak bizlere kattıklarını, yahut tek bir alan ve zümreye yönelmeleri ile katamadıklarını konuşabilir, eleştirebilir, önerilerle konuya farklı ve keyifli bir boyut kazandırabiliriz diye düşünüyorum. Katkılarından dolayı herkese teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  8. Rica ederim Murat Bey:)
    Merak ettim siz ne iş yapıyorsunuz acaba? Aslında eğitiminiz? Tarihçimisiniz? Yoksa gurmemi? Yazarmı? Edebiyatçımı? Merak ediyorum. Sizin yarattığınız fırtınaya istinaden Murat Bey... Türkiyede Avrupadan gelen her şey mutlaka alıcı bulur. Bizde milletçe bir Avrupa görmüş insana değer vardır. Haliyle gurmelerde önce bir Fransa İtalya yapıp orada 3.sınıf şehir restaurantlarında önce komilik sonra garsonluk sonrada mutfakta geri hizmette 1-2 yıl geçirdimi ülkeye Avrupa görmüş gurme olarak döner. Kısaca Avrupa görmüş insan sınıf atlamış olarak geri döner. Ben gurmeliğin 18.yy dan daha eskilere dayandığını düşünüyorum. Osmanlı saraylarında 14.yy da hem hareme hem has odaya ayrı hizmet veren mutfağı dizayn eden menüyü tasarlayan hatta nasıl servis edileceğine karar veren halk arasında çeşnici başı diye bilenen bu gün gurme denilen kişilerin varlığını biliyoruz. Bu arada blog sahinin izni olmadı ama murat bey biz yazıyoruz:) Anlaşılan hem blog sahibi hem diğer katılımcılar yorumcular sadece hayırlı olsun deyip çekip gitmişler. Bloglar aslında insanların toplanıp her anlamda paylaşımlarda bulundukları yerlerdir. Takipçisi olduğum 7-8 blogtan muhteşem bilgiler bazen sıkıktığımda yardımlar alıyorum. Burada bunu başaramayacağız galiba..

    YanıtlaSil
  9. Dilek onlarda can korkusu vardı:)) şimdiki gurmeler birşey tadıyor öneriyor yerseniz:) Ben gurmelik mesleğinin şu sıralar Türkiye'de hakkıyla icra edildiğini düşünmüyorum. Murat Bey'in de dediği gibi Dilek merhum 16.louis i araştırmak gerek bence. Merhum:)) onlarda merhum kavramı varmıydı yahu:))

    Canan Kandıra

    YanıtlaSil
  10. Hey sevgili arkadaşlarım.
    Bakıyorum dilek burda canan burda. Cinayi şebeke:) Hadi bende hoşgeleyim bari:) Yalnız nüfus 2 kişi eksik. Dilek Hülya nerede? Aysun nerede? Arkadaşlar dilek işi gereği dünyayı pek bir gezer. Bolcada farklı yemekleri tadıyor haliyle. Son meksikada yediği domuz biftek macerasını anlatsın size:)) farkında olmadan tabiki:) Bu arada Murat bey'e ayrıca saygılar. Fazlasıyla derin derim.

    Sibel

    YanıtlaSil
  11. Dilek hanımın değerli şahsında bana hitaben, imaen yahut alenen yazılan her türlü yergiye ve övgüye teşekkür ederim. Bazıları için zehirde bile şifa vardır…
    Öyle bir dünya ki liyakat ayaklar altında iken, dilini her yöne kıvrakça kullanıp her türlü açıda iyi kullananların isimlerinin önlerine aldıkları afilli, cafcaflı, cilalı, yüzlerce, binlerce unvana tamah etmem. Unvanın ne olduğu değil, verenin liyakatine bakarım. Biri bana “Ord.Prof.” der. Biri “Virtüöz” Diğer biri ise “Asrın filozofu”. Ne önemi var? Ben aynaya baktığımda ne görüyorsam oyum. Ama merak etmek son derece insani duygu olduğundan ve kediyi de merak öldürür vecizesine istinaden merakları bir nebze öteleyeyim.
    Yalnızca isime aldanıp gittiğim birçok film yahut aldığım bir çok kitap beni hayal kırıklığına uğratmıştır. Bunlardan bir kaçına örnek vermem gerekirse şayet, herkesçe kalitesi onaylanmış “Avrupa” standartlarında ki “Avrupa görmüş insanların alıcı bulur” amma ve lakin ben alım satım işlerine bakmadığımdan, hulasası Çağan Irmak’ın son filmlerinden biri. Hoş ondan sonra film yaptı mı bilemiyorum çünkü ben takibatı o filmle bıraktım. Eğer yaptıysa da bana göre naçizane hata etmiş. “Prensesin Uykusu” ..Hani bir film tutarda sonra bunu gişede nakte çevirelim fikri ile 2.si hatta 3 ve 4.sü çekilir ya. İşte tam da öylesi.
    Yahut Orhan Pamuk’un hepi topu 50 tane faal abonesi olmayan Fransa’nın 3.sınıf bir kasabasında, 3.sınıf kütüphanesinin verdiği ödülün, ülkemizde “Aman tanrım bu nasıl bir başarıdır…”edasıyla, Avrupa’nın kutsadığı, anneni boya babana sat ticari zekasını bizlere uygulamasındaki enteresanlığın perde arkasının hiç kimsenin bilmeden, Avrupa yapmışsa bu adam ne yaman bir değerdir duygusunu bize empoze etmesindeki açmazlık gibi. Örneklerimi daha da çoğaltabilirim. Ama ben sadece Nobel gibi dünyada eşi benzeri olmayan ve çivi imalatçısından bilimsel projeler üreten bilim adamlarına kadar herkesin hayalini süsleyen “NOBEL” ödülünü, “Beyaz Kale” adlı romanında İspanyol köle “Pedro’nun Seyahat Günlüğü” kitabından tam bir buçuk sayfayı, kaynak göstermeden apardığı, Avrupa’da da bir çok ulusal yayın yapan yayın organlarında dikkat çekmesine karşın, herkesin 3 maymunu oynadığı bir dünyada bana Edebiyatçı ya da Tarih Ordinaryüsü hatta Devrin Konfiçyus’u deseniz, ben bunlardan kendime zerre paye çıkarmam almam.. Daha da özet olsun diyenlere ise nitelik, nicelik derim.

    YanıtlaSil
  12. Bunca açıklamam sanırım meraklara bir nebze aydınlık getirmiştir. Yok illa da nicelik diyenlere de Avrupa’ya dilenen gün ve saatte, tek yöne First Class uçak bileti alabilirim.
    Bu arada, bir hiç olarak gereksiz efor sarfiyatına yazıktır kabilinden, zımparalanması gereken zemine naçizane dokunmak için, “ufku geniş olmak gökyüzüne bakmak değil, gökyüzünce bakabilmektir” dipnotunu da düştükten sonra bu gurme meselesine bir hiç olarak son noktayı, ilk gurme ne 16 ne 116.Louis dir geniş ufuktan nazarımca, “ilk gurme annedir” imzasını bütün annelere saygıyla düşerim. İlla da önünde unvan olsun 3 kuruş pahalı olsun saplantısına da 1.anne derim ve asla 2,3 rakamlarıyla özdeşleştirmem . Her anne bende 1.dir.
    Son olarak; merhum kavramına gelince. Buna ben sadece canım Anadolu’dan bir vecize ile cevap vermeyi uygun buldum…. “Sözün tamamı aptala söylenir”. Şimdi ben Merhum’un etimolojik olarak Rahm’den geldiğini ve Rahm-ete kavuşan Müslüman erkek olduğunu söylersem, eminim Canan Hanım’a haksızlık etmiş olurum. Hiç kuşku yok ki Canan Hanım bunu biliyordur. Bilemeyenler vardır, dinler arası diyaloğun en verimli yaşandığı günümüzde, diyalog yerine karmaşaya mahal vermemek adına sorulduğunu düşünüyorum.
    16.Louis araştırılacak bir şahsiyet midir?, bana göre hayır. Fransız –ıncı, -inci kültürünün en zayıf, en ürkek, en kimvurduya gitti halkasıdır. Zira zat-ı muhteremin skandallarla dolu aşk hayatı ve monarşik ebilitesi kanımca son derece zayıf olması hasebiyle nesini araştıralım derim. Ama bizde ( Türklerde ), kişinin niteliğinden çok, adının önüne aldıkları ve özel hayatları merak edildiği için, pempe dizi ( eminim buna düzeltme gelecektir  pempe değil pembe ) cihetinden servis edilirse pek bir iştah kabartacağını, kendi insanımı yakından tanıyan biri olarak çok rahatça telaffuz edebilirim. Son olarak, Sibel hanıma teşekkür ederim. Bütün dünyanın bildiğini bilmek bilmek değildir. Bilmek, dünyanın görmezden geldiğine bakarak başlar.

    YanıtlaSil
  13. Şaşkınım. Bir blog ta böylesi akıcı yazı ve bilgiler. Murat Bey sizin için de sakıncası yoksa konu hakkında fikir alış verişinde bulunmak adına mail adresinizi paylaşırmısınız? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  14. Murat Bey sanırım artık yorumlarını bizimle paylaşmayacak.Uzun zamandır ara ara bakıyorum. Umarım tekrar yazarsınız. Umarım karşılıklı farklı varyasyonlara kapı açabiliriz.

    YanıtlaSil